Türkiye Hazır Beton Sektörü, Düşük Karbonlu ve Sürdürülebilir Geleceğin Yol Haritasını İstanbul’da Açıklıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü olan inşaat ve hazır beton sektörü, 2025 yılına “sürdürülebilir büyüme, dijital dönüşüm ve düşük karbon hedefleri” ile giriyor. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) ve TG Expo iş birliğiyle düzenlenen “BETON 2025 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ve Zirvesi”, 12–15 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek organizasyon, yıllık 130 milyon m³ üretimle tarihinin en yüksek seviyesine ulaşan Türkiye hazır beton sektörünün ekonomik, çevresel ve teknolojik geleceğini ise “BETON 2025 Zirvesi”nde masaya yatıracak.
Avrupa’nın en yüksek üretimine sahip Türkiye beton sektörü, döngüsel ekonomi başlıklarını dört gün boyunca teknik oturumlarda ele alacak. 100’ü aşkın firma ve 12 bini aşkın profesyonelin beklendiği etkinlik; düşük karbon stratejileri, döngüsel ekonomi, mevzuata uyum ve dijitalleşme başlıklarını teknik oturumlara taşıyacak. Organizasyon, ürün sergilerinin ötesinde, yeniden yapılanma ve sürdürülebilir şehirleşmeye ilişkin uygulanabilir politika ve standart önerileri üretmeyi hedefliyor.
Hazır beton sektörü, yaklaşık 200 milyar TL’lik ciro ve 45 bini aşkın istihdamıyla ülke ekonomisinin görünmez devi konumunda. Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) verilerine göre Türkiye, 2009 yılından bu yana Avrupa’nın en büyük hazır beton üreticisi. Hazır betonun yapı maliyetleri içindeki payı ortalama %8 seviyesinde. Bu oran, üretimde verimlilik ve karbon salımı azaltımı politikalarının önemini artırıyor.
2023 depremleri sonrası hızlanan yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm süreçleri, 2024’te sektörün en güçlü büyüme kaynağı oldu. THBB Başkanı Yavuz Işık, bu sürecin yalnızca ekonomik değil, toplumsal güvenlik ve sürdürülebilir şehirleşme meselesi olduğunu vurguladı. Yavuz Işık, “Hazır beton, sadece bir inşaat malzemesi değil; dayanıklı, güvenli ve düşük karbonlu kentleşmenin temel taşıdır. Beton dayanım sınıflarındaki yükselme, geleceğimizin kalitesini belirleyecek. Yüksek finansman maliyetleri ve konut kredi faizleri sektörün önünde engel. Buna karşın deprem bölgeleri, kentsel dönüşüm ve geri dönüştürülmüş agrega gibi yenilikçi uygulamalar, sektörün önünü açacak fırsatlar sunuyor. THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle yürüttüğü kaynakların sorumlu kullanımı belgelendirmeleri ve döngüsel ekonomi çalışmaları, Türkiye’yi Avrupa’daki yeşil dönüşüm sürecinde öncü konuma taşımaktadır.” dedi.THBB Başkanı Yavuz Işık, yüksek finansman maliyetlerine rağmen sektörün dinamik olduğunu, kentsel dönüşümün geleceğin inşaat ekonomisini şekillendireceğini belirtti.THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle başlattığı kaynakların sorumlu kullanımı sistemiyle, Türkiye’de 2024 sonu itibarıyla 20’den fazla tesisin sürdürülebilirlik belgesi almasını sağladı. Yavuz Işık, “Bu sistem sayesinde sektörümüz dünya çapında kabul gören bir modele kavuştu. Beton üreticilerimiz artık sadece kalite ile değil, çevresel, yönetsel ve sosyal performansla da rekabet ediyor.” dedi.
Dijital izleme sistemleri (EBİS), enerji verimliliği uygulamaları ve yapay zekâ destekli üretim planlaması gibi yenilikler, hazır beton sektörünün yeni normlarını oluşturuyor. Yavuz Işık, sektörün geleceğine dair şu değerlendirmede bulundu: “Artık betonun sadece dayanımı değil, yapının maruz kalacağı çevresel etkiler de dikkate alınıyor. Türkiye’de üretilen her metreküp beton, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık açısından ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumlu hâle geliyor.”Hazır beton sektöründe karbon ayak izinin azaltılması amacıyla, çimento kullanımını optimize eden mineral katkılı ve düşük karbonlu betonların üretimi ve kullanımı giderek yaygınlaşmakta. Sektör bu sayede, hem doğal kaynakları daha verimli kullanıyor hem de üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarını minimize ediyor. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm ve yıkım faaliyetlerinden elde edilen beton atıklarının geri dönüştürülerek agrega olarak yeniden üretim sürecine dâhil edilmesi, döngüsel ekonominin en somut örneklerinden.Dijitalleşme de sektörün öncelikleri arasında. Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS), üretim ve kalite kontrol aşamalarının dijital olarak izlenmesini sağlıyor. Yapay zekâ destekli planlama yazılımlarıyla, tedarik zinciri optimizasyonu ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Sektör temsilcileri, ikiz dönüşümün bileşenleri olan yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün gelecekte beton üretiminde kalite, maliyet ve verimlilik dengesini yeniden tanımlayacağı görüşünde.Fuar: 15.708 m²de 100’den Fazla Firma, 12 Bin Ziyaretçi ve 54 Ülkeden Satın Alma Heyeti
TG Expo organizasyonuyla düzenlenecek BETON 2025 Fuarı ve Zirvesi, hazır beton, çimento, agrega, inşaat makineleri ve ekipmanlarını bir araya getirecek. Etkinlik alanında beton santralleri, transmikserler, pompalar, kalıp sistemleri, beton kimyasalları, otomasyon ve enerji verimliliği çözümleri sergilenecek. TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel, fuarın uluslararası etkisini şu sözlerle özetledi: “TG Expo olarak 2008’den bu yana ‘Think Global’ vizyonuyla Türkiye’yi uluslararası fuarcılığın merkezine taşıdık. Geçtiğimiz yıl 54 ülkeden profesyonel satın almacı ağırladık. Bu yılki BETON 2025 ile VIP Hosted Buyer Programı kapsamında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve CIS ülkelerinden gelecek VIP alım heyetleriyle, Türk firmaları için yeni ihracat kanalları açıyoruz.”BETON 2025, yalnızca bir fuar değil, bölgesel yatırım ve ihracat köprüsü olacağının altını çizen Cem Şenel; “BETON 2025 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı 15.708 m² alanda, 100’ün üzerinde katılımcı firmayı ve 12 bini aşkın profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacak. Zirvede sürdürülebilirlik, dijitalleşme, döngüsel ekonomi ve inovasyon temaları ele alınacak. Biz bu fuarı, beton ve inşaat sektörünün ekonomi ve teknoloji vitrini olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye’de ve dünyada art arda yaşanan depremlerin ardından kalıcı konut projeleri ve büyükşehirlerde hızlanan kentsel dönüşüm yatırımları, betonun yalnızca bir “malzeme” değil, kamusal güvenlik ve yaşam kalitesi başlığı olduğunu hatırlattı. BETON 2025, afet bölgelerinde standartların yükseltilmesi, kamu–özel iş birliklerinin şeffaflığı ve maliyet–karbon ayak izi–dayanıklılık dengesinin sahada nasıl kurulacağına dair tartışmaları gündeme taşıyacak. Afet bölgelerinde yürütülen kalıcı konut inşaatları ve büyükşehirlerde ivme kazanan dönüşüm projeleri, beton sektörünün sadece ekonomik değil, toplumsal bir sorumluluk üstlendiğini de ortaya koydu. Bu dönemde, betonun bir mühendislik ürünü olmanın ötesine geçerek kamusal güvenlik ve yaşam kalitesi unsuru hâline geldiği vurgulanıyor.THBB Başkanı Yavuz Işık, son depremlerin bir zihniyet değişikliği ihtiyacını doğurduğunu belirtti ve şunları söyledi : “Güvenli yapılar inşa etmek yalnızca yüksek dayanım sınıfı betonla değil, standartlara uygun üretim ve denetim zinciriyle mümkündür. Bu bilinçle sektörümüz tesislerin sürekli ve habersiz olarak denetlendiği Kalite Güvence Sistemi (KGS) belgesine sahip betonların kullanımını teşvik ediyor. 2023 depremlerinin ardından inşaat sektörü için yeni bir dönem başladı. 2024, Türkiye’nin yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm açısından en kritik yıllarından biri oldu. Afet bölgesinde hızla yürütülen konut projeleri, beton üretiminde büyük bir ivme yarattı.” Yavuz Işık, bu süreçte güvenli yapılaşmanın önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Güvenli yapılar için sadece beton kalitesi değil, denetim, uygulama ve işçilik kalitesi de hayati önem taşıyor. Türkiye’nin geleceği, dayanıklı ve çevreye duyarlı yapı stokunun hızla yenilenmesinden geçiyor.”
“Mevzuata Uyum ve Dijital Dönüşüm Günü”
Avrupa’nın en yüksek üretimine sahip Türkiye beton sektörü, döngüsel ekonomi başlıklarını dört gün boyunca teknik oturumlarda ele alacak. 100’ü aşkın firma ve 12 bini aşkın profesyonelin beklendiği etkinlik; düşük karbon stratejileri, döngüsel ekonomi, mevzuata uyum ve dijitalleşme başlıklarını teknik oturumlara taşıyacak. Organizasyon, ürün sergilerinin ötesinde, yeniden yapılanma ve sürdürülebilir şehirleşmeye ilişkin uygulanabilir politika ve standart önerileri üretmeyi hedefliyor.Ekonominin Görünmez Devi ve İnşaat Sektörünün en önemli paydaşı
Türkiye Hazır Beton Birliği’nin 2024 Sektör Raporu’na göre, hazır beton üretimi bir önceki yıla göre %9,2 artışla 130 milyon m³e ulaşarak tarihinin en yüksek seviyesini gördü. Aynı dönemde Türkiye ekonomisi %3,2, inşaat sektörü ise %9,3 büyüdü. Bu tablo, betonun yalnızca bir yapı malzemesi değil, Türkiye’nin ekonomik büyümesinde kilit rol oynayan bir stratejik ürün olduğunu gösteriyor.Hazır beton sektörü, yaklaşık 200 milyar TL’lik ciro ve 45 bini aşkın istihdamıyla ülke ekonomisinin görünmez devi konumunda. Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) verilerine göre Türkiye, 2009 yılından bu yana Avrupa’nın en büyük hazır beton üreticisi. Hazır betonun yapı maliyetleri içindeki payı ortalama %8 seviyesinde. Bu oran, üretimde verimlilik ve karbon salımı azaltımı politikalarının önemini artırıyor.İnşaat ve Beton Ekonomisinin Yeni Dönemi: İkiz Dönüşüm; Dijital ve Yeşil Dönüşüm
2023 depremleri sonrası hızlanan yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm süreçleri, 2024’te sektörün en güçlü büyüme kaynağı oldu. THBB Başkanı Yavuz Işık, bu sürecin yalnızca ekonomik değil, toplumsal güvenlik ve sürdürülebilir şehirleşme meselesi olduğunu vurguladı. Yavuz Işık, “Hazır beton, sadece bir inşaat malzemesi değil; dayanıklı, güvenli ve düşük karbonlu kentleşmenin temel taşıdır. Beton dayanım sınıflarındaki yükselme, geleceğimizin kalitesini belirleyecek. Yüksek finansman maliyetleri ve konut kredi faizleri sektörün önünde engel. Buna karşın deprem bölgeleri, kentsel dönüşüm ve geri dönüştürülmüş agrega gibi yenilikçi uygulamalar, sektörün önünü açacak fırsatlar sunuyor. THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle yürüttüğü kaynakların sorumlu kullanımı belgelendirmeleri ve döngüsel ekonomi çalışmaları, Türkiye’yi Avrupa’daki yeşil dönüşüm sürecinde öncü konuma taşımaktadır.” dedi.THBB Başkanı Yavuz Işık, yüksek finansman maliyetlerine rağmen sektörün dinamik olduğunu, kentsel dönüşümün geleceğin inşaat ekonomisini şekillendireceğini belirtti.THBB’nin Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) üyeliğiyle başlattığı kaynakların sorumlu kullanımı sistemiyle, Türkiye’de 2024 sonu itibarıyla 20’den fazla tesisin sürdürülebilirlik belgesi almasını sağladı. Yavuz Işık, “Bu sistem sayesinde sektörümüz dünya çapında kabul gören bir modele kavuştu. Beton üreticilerimiz artık sadece kalite ile değil, çevresel, yönetsel ve sosyal performansla da rekabet ediyor.” dedi. Dijital izleme sistemleri (EBİS), enerji verimliliği uygulamaları ve yapay zekâ destekli üretim planlaması gibi yenilikler, hazır beton sektörünün yeni normlarını oluşturuyor. Yavuz Işık, sektörün geleceğine dair şu değerlendirmede bulundu: “Artık betonun sadece dayanımı değil, yapının maruz kalacağı çevresel etkiler de dikkate alınıyor. Türkiye’de üretilen her metreküp beton, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık açısından ülkemizin kalkınma hedefleriyle uyumlu hâle geliyor.”Hazır beton sektöründe karbon ayak izinin azaltılması amacıyla, çimento kullanımını optimize eden mineral katkılı ve düşük karbonlu betonların üretimi ve kullanımı giderek yaygınlaşmakta. Sektör bu sayede, hem doğal kaynakları daha verimli kullanıyor hem de üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarını minimize ediyor. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm ve yıkım faaliyetlerinden elde edilen beton atıklarının geri dönüştürülerek agrega olarak yeniden üretim sürecine dâhil edilmesi, döngüsel ekonominin en somut örneklerinden.Dijitalleşme de sektörün öncelikleri arasında. Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS), üretim ve kalite kontrol aşamalarının dijital olarak izlenmesini sağlıyor. Yapay zekâ destekli planlama yazılımlarıyla, tedarik zinciri optimizasyonu ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Sektör temsilcileri, ikiz dönüşümün bileşenleri olan yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün gelecekte beton üretiminde kalite, maliyet ve verimlilik dengesini yeniden tanımlayacağı görüşünde.Fuar: 15.708 m²de 100’den Fazla Firma, 12 Bin Ziyaretçi ve 54 Ülkeden Satın Alma Heyeti
TG Expo organizasyonuyla düzenlenecek BETON 2025 Fuarı ve Zirvesi, hazır beton, çimento, agrega, inşaat makineleri ve ekipmanlarını bir araya getirecek. Etkinlik alanında beton santralleri, transmikserler, pompalar, kalıp sistemleri, beton kimyasalları, otomasyon ve enerji verimliliği çözümleri sergilenecek. TG Expo Genel Müdürü Cem Şenel, fuarın uluslararası etkisini şu sözlerle özetledi: “TG Expo olarak 2008’den bu yana ‘Think Global’ vizyonuyla Türkiye’yi uluslararası fuarcılığın merkezine taşıdık. Geçtiğimiz yıl 54 ülkeden profesyonel satın almacı ağırladık. Bu yılki BETON 2025 ile VIP Hosted Buyer Programı kapsamında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve CIS ülkelerinden gelecek VIP alım heyetleriyle, Türk firmaları için yeni ihracat kanalları açıyoruz.”BETON 2025, yalnızca bir fuar değil, bölgesel yatırım ve ihracat köprüsü olacağının altını çizen Cem Şenel; “BETON 2025 Hazır Beton, Çimento, Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı 15.708 m² alanda, 100’ün üzerinde katılımcı firmayı ve 12 bini aşkın profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacak. Zirvede sürdürülebilirlik, dijitalleşme, döngüsel ekonomi ve inovasyon temaları ele alınacak. Biz bu fuarı, beton ve inşaat sektörünün ekonomi ve teknoloji vitrini olarak değerlendiriyoruz.
DEPREM SONRASI YENİDEN YAPILANMA: DEPREM DİRENÇLİ YAPILAR
Türkiye’de ve dünyada art arda yaşanan depremlerin ardından kalıcı konut projeleri ve büyükşehirlerde hızlanan kentsel dönüşüm yatırımları, betonun yalnızca bir “malzeme” değil, kamusal güvenlik ve yaşam kalitesi başlığı olduğunu hatırlattı. BETON 2025, afet bölgelerinde standartların yükseltilmesi, kamu–özel iş birliklerinin şeffaflığı ve maliyet–karbon ayak izi–dayanıklılık dengesinin sahada nasıl kurulacağına dair tartışmaları gündeme taşıyacak. Afet bölgelerinde yürütülen kalıcı konut inşaatları ve büyükşehirlerde ivme kazanan dönüşüm projeleri, beton sektörünün sadece ekonomik değil, toplumsal bir sorumluluk üstlendiğini de ortaya koydu. Bu dönemde, betonun bir mühendislik ürünü olmanın ötesine geçerek kamusal güvenlik ve yaşam kalitesi unsuru hâline geldiği vurgulanıyor.THBB Başkanı Yavuz Işık, son depremlerin bir zihniyet değişikliği ihtiyacını doğurduğunu belirtti ve şunları söyledi : “Güvenli yapılar inşa etmek yalnızca yüksek dayanım sınıfı betonla değil, standartlara uygun üretim ve denetim zinciriyle mümkündür. Bu bilinçle sektörümüz tesislerin sürekli ve habersiz olarak denetlendiği Kalite Güvence Sistemi (KGS) belgesine sahip betonların kullanımını teşvik ediyor. 2023 depremlerinin ardından inşaat sektörü için yeni bir dönem başladı. 2024, Türkiye’nin yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm açısından en kritik yıllarından biri oldu. Afet bölgesinde hızla yürütülen konut projeleri, beton üretiminde büyük bir ivme yarattı.” Yavuz Işık, bu süreçte güvenli yapılaşmanın önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Güvenli yapılar için sadece beton kalitesi değil, denetim, uygulama ve işçilik kalitesi de hayati önem taşıyor. Türkiye’nin geleceği, dayanıklı ve çevreye duyarlı yapı stokunun hızla yenilenmesinden geçiyor.”
BETON 2025 Zirvesi: Ekonomi, Sürdürülebilirlik ve Dijital Dönüşüm
Fuarla eş zamanlı gerçekleştirilecek BETON 2025 Zirvesi, sektörel bilgi paylaşımı ve stratejik vizyonun geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Zirve, dört gün boyunca ekonomi, sürdürülebilirlik, akademik gelişmeler ve dijital dönüşüm başlıklarında oturumlarla ilerleyecek.İlk gün olan 12 Kasım “Ekonomi ve Sektörün Geleceği” temasıyla başlayacak. Ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş ekonomik gelişmeleri ve inşaat sektörünün 2026 perspektifini değerlendirecek. 13 Kasım’da “Sürdürülebilirlik Günü” kapsamında, dünyadan ve Türkiye’den sektör liderleri konuşacak. Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Koordinatörü Cynthia Imesch ve Avrupa Hazır Beton Birliği’nden (ERMCO) Jean Marc Potier, düşük karbon hedefinde Avrupa uygulamalarını anlatacak. Aynı gün düzenlenecek “Hazır Beton Sektöründe Döngüsel Ekonomi” panelinde Prof. Dr. Mustafa Şahmaran, Prof. Dr. Erdem Görgün ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından Sabriye Ayhan, beton geri dönüşümü ve atık yönetimi stratejilerini paylaşacak.14 Kasım’daki “Akademi Günü” oturumları, sektörün bilimsel yönüne ışık tutacak. Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, “Betonun Evrimi-Günümüzde Beton Teknolojisi”; Prof. Dr. Yılmaz Akkaya, “Uzun Ömürlü Betonlar için Beton Tasarımı” üzerine sunum yapacak. KGS’nin 30. Yılı özel oturumunda ise Prof. Dr. Hulusi Özkul, hazır betonun denetimini ele alacak. Son çağrılı konuşmacı olan Doç. Dr. Zeynep Başaran Bundur ise “Yapı Malzemelerinde İnovatif Gelişmeler” başlığıyla bir konuşma yapacak.15 Kasım “Dijital Dönüşüm ve Mevzuata Uyum Günü” olarak planlandı. Bu oturumlarda, dijital üretim sistemleri, karbon ayak izinin dijital izlenmesi ve enerji verimliliği teknolojileri gündeme taşınacak. Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF) 20. yılı vesilesiyle düzenlenecek “Yapı Malzemelerinde Uluslararası Mevzuata Uyum” konulu panelde ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından Nuran Danışman ve Ticaret Bakanlığından Elif Berrak Taşyürek görüşlerini paylaşacak. Zirvenin sonunda, sektörün yenilikçi yaklaşımlarını teşvik eden THBB Mavi Baret İş Güvenliği Ödülleri ve CSC Sertifika Töreni gerçekleştirilecek.Sektörün Fotoğrafı: Sorunlar ve Fırsatlar Aynı Sahnede
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) öncülüğünde düzenlenen BETON 2025 Hazır Beton Fuarı ve Zirvesi, inşaat sektörünün yanı sıra ekonomi dünyasının da radarında zira beton sektörü, Türkiye ekonomisinin altyapı yatırımlarında kritik bir rol oynuyor. Sektör temsilcileri, yüksek finansman maliyetleri ve faiz oranlarının yüksekliği en önemli sorunlar arasında sıralıyor. Buna karşılık deprem bölgelerinde süren kalıcı konut projeleri, büyükşehirlerdeki dönüşüm hamleleri ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı gibi yenilikler, önümüzdeki yılların büyüme alanları olarak görülüyor.THBB Başkanı Yavuz Işık, “2024 yılında Türkiye ekonomisi %3,2 büyürken, inşaat ve hazır beton sektörü %9,3 ve %9,2’lik büyüme oranlarıyla GSYH’nin üzerinde bir performans sergiledi. 2025 yılının ikinci çeyrek döneminde genel ekonomi yüzde 4,8, inşaat sektörü ise yüzde 10,9 büyüme göstermiştir. Buna göre inşaat sektörü yılın ikinci çeyreğinde diğer tüm sektörlerden açık ara ayrışmış ve çift haneli büyüme rakamını yakalamıştır.” dedi.IMER'in Yaka Kartı Sponsorluğunda düzenlenen BETON 2025, Amerikan Beton Enstitüsü (ACI) Türkiye Chapter, Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC), Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK), Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO), İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye Deprem Vakfı (TDV), Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği (YDDMD), Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF) tarafından destekleniyor.Zirve, ÇİMSA, AKÇANSA ve ÇİMENTAŞ'ın Ana Sponsorluğunda; GÜVEN, LYKSOR, İNOSEL, YAPICHEM, LİYA, GÖKER, ÇARSAN TREYLER, CHRYSO, LİMAK ÇİMENTO ve POLİDA’nın Resmî Sponsorluğunda düzenleniyor.BETON 2025 ZİRVE PROGRAMI
BETON 2025 Zirvesi, 4 gün boyunca 10’dan fazla panel ve oturuma ev sahipliği yapacak. Konuşmacılar arasında akademisyenler, sektör liderleri ve kamu temsilcileri yer alıyor.İstanbul Fuar Merkezi - Hall 1112 KASIM 2025“Ekonomi ve Sektörün Geleceği Günü”13 KASIM 2025“Sürdürülebilirlik Günü” 14 KASIM 2025“Akademi Günü”15 KASIM 2025“Mevzuata Uyum ve Dijital Dönüşüm Günü”
