Fuzul Grup İcra Kurulu Başkanı Zeki Akbal, baretdergisi.com Genel Yayın Yönetmeni Çiğdem MEN ile yaptığı röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akbal, Fuzul Grup projelerinden, İmar Barışı'na kadar tüm sorulara yanıt verdi.
İŞTE RÖPORTAJIN DETAYLARI
TEM Avrasya projesi nasıl gidiyor? Son durumu nedir?
TEM Avrasya -TOKİ ile hasılat paylaşımlı projemiz. Bu projenin TOKİ'den almamızın da bir hikayesi var. 15 Temmuz'da ihaleyi almıştık. İhaleyi aldık akşamına darbe girişimi olunca tedirgin olmadık değil. Darbe engellenince bizde kaldığımız yerden devam ettik. 650 konut 4 metrekare ticari ünitesi olan bir proje. 2017 yılının başlarında satışa çıktık. Lokasyon olarak Maslak ve Levent'e olan yakınlığı ile Beyaz yakalılar tarafından iyi bir ilgi gördü. Şuan da projeni yüzde 76'ı sattık. İnşaatla aynı oranla devam ediyor, yüzde 75'ini tamamladık. 2019 yılının Haziran ayında teslim edilecek şekilde çalışmalar son hızla devam ediyor.
TEM AVRASYA'NIN TİCARİ ÜNİTELERİ MART AYINDA SATIŞA ÇIKACAK..
İçinde olduğumuz son konjonktürde devam eden ekonomik saldırılardan kaynaklanan iç piyasa daralması bizimde kısmen de olsa yabancıya yönelmemize sebep oldu. Şuanda yabancı satışlarına kısmen de olsa devam ediyor. Banka kredilerinin yüksek olmasından dolayı yerli müşterimizde ciddi bir daralma görüyoruz. Yabancı özellikle Bahreyn, Dubai ve Katar'dan talepler geliyor. Son 100 dairemiz kaldı. 2019'un ilk çeyreğinde satışları tamamlamak istiyoruz. Tem Avrasya'da bulunan ticari üniteleri Mart ayında ihale yoluyla satışa çıkaracağız.
Projenin yüzde kaçı yabancıya yüzde kaçı yerli yatırımcıya satıldı?
Yüzde 70'i yerli müşterilerimiz, yüzde 5 yabancı müşterilerimize satıldı.
Projede ne kadarlık bir değer artışı oldu?
Tem Avrasya'da ilk satışa çıktığımızda metrekaresi 5 bin TL'ydi. Şimdi 8 bin TL birim fiyatı var. Müşterilerimiz daha dairesini teslim almadan ciddi bir prim yaptı. Tamamlandığında da metrekaresi 9 bin TL olacağını ön görüyoruz. Teslimden sonrada artış devam edecektir.
3. İstanbul'da son durum nedir?
3. İstanbul, 3 ortak olarak yaptığımız proje. 4 etaptan oluşuyor. Bin 500 konut, 60 bin metrekare ticari ünitesi olan bir proje. Konut, Rezidans ve AVM projesi. Konut ve rezidans etapları bitmek üzere. Bunların altında olan ticari üniteleri satışa çıkardık. Bütün ticarileri satışa çıkarmadık. 3. İstanbul'a yakın büyük botanik parkı ve şehir hastanesi var. Metro istasyonu projenin içinden geçiyor. Bölgede ulaşım olabildiğince rahat bir noktaya geldi. Böylelikle 3. İstanbul gerek lokasyon, gerek fiyatların uygun olmasıyla çok iyi bir yatırım noktası.
3. İstanbul'da ne kadarlık bir değer artışı odu?
Projeye başlarken metrekare birim fiyatı 3 bin 750 liraydı. Şuanda 6 bin liraya geldi. 6-8 aylık teslim süresi var. Teslimde metrekare birim fiyatı 8 bin TL'ye geleceğini öngörüyoruz ve teslimden sonra da fiyatlar artacaktır.
[caption id="attachment_15443" align="aligncenter" width="400"] Zeki Akbal - Çiğdem MEN[/caption]
Fuzul Grup olarak yurt dışı fuarlarına katıldınız. Türkiye'den vatandaşlık almak için konut bedeli 1 milyon dolardan 250 bin dolara düştü. Yurt dışına gittiğinizde bu durum nasıl tepki gördü? Bu fırsatla ilgili bir talep görüldü mü?.. Türkiye'de yaşanan ekonomik sıkıntılar orada nasıl karşılandı?
Bir ay önce İstanbul Ticaret Odası ile birlikte Moskova'da fuara katıldık. İstanbul Ticaret Odası'nın standı vardı. Türkiye'den gelen heyet arasında Çevre ve Şehircilik Bakanımız ve TOKİ Başkanımız vardı. Yoğun bir ilgi gördü.
Fuarın ana hedefi; Türk müteahhitlerinin bu kriz sürecinde bu ülkelerde iş imkanı sağlamaktı. Türk müteahhitlerin yurt dışına adım atmalarına yönelikti. Bakanlık düzeyinde görüşmeler oldu. TOKİ'de 'İnternational' projesi geliştirmeye çalışıyor. Daha sonra Dubai Cityscape fuarına katılım sağladık. İkili görüşmeler için stantlar açıldı ve oldukça ilgi gördü.
"İSTANBUL'DA NERESİ DEĞERLENİYORSA ORAYA YOĞUNLAŞIYORUZ"
Dubai bölgesi inşaat sektöründe ciddi yol almış bölge. Ben 4 yıl öce gittiğimde şimdi arasında yüzde 100 fark var. 3 yıl sonra yine fark olacak. Hızlı gelişen ve sürekli büyüyen bölge. Hayal üstü projeler geliştiriyorlar. İnşaat sektöründe engel tanımıyorlar. Biz İstanbul'da bölgeleri kısım kısım bölgelere ayırdık ve gelişen bölgelere yoğunlaşıyoruz. Dubai'de ise her yeri bir çekim merkezi haline getirmişler.
TÜRK MÜTEAHHİTLERİ ABU DABİ'YE GİDİYOR
Körfez ülkelerinde olan ilişkilerimizden dolayı bir ticari direnç gördük. Bu arada Türk ticari ateşelerimiz Abu Dabi Büyükelçimiz ile olabildiğine ilgili yaklaştılar. Orada Türk müteahhitelerin proje geliştirmeleri için destek vereceklerini söylediler. Türkiye'de ki konjonktür daraldı ama ticaret devam ediyor. Bugün İstanbul, yarın körfez ve Avrupa ülkeleri. Türkiye içinde büyümek yetmiyor. Yurt dışına da açılmak lazım. Türkiye'ye döviz getirmek gerekiyor.
"YABANCI YATIRIMCILAR PARASIYLA REZİL OLUYORDU"
Hükumetimiz 1 milyon dolar olan vatandaşlık bedelini 250 dolara düşmesi iyi oldu. 1 milyon doların dezavantajları vardı. Birincisi rakamın yüksek olması, ikincisi bürokrasi çok zordu. Hem insanlardan para getirtecek hemde eziyet çektirecekti Amiyane tabirle parasıyla rezil olma gibi bir anlama geliyor. Bu insanları hep küstürdük ve zor durumda bıraktık. 250 bin dolara düşmesi güzel oldu. Bürokraside düzeldi ama geç oldu. Keşke en başından olsaydı..
"YABANCIYA YATIRIMCIYA KONUT SATIŞI 'İHRACAT' SAYILMALI"
Şuanda gündemde olan ve yakın zamanda yürürlüğe girecek olan müteahhittin yabancıya konut satışının ihracat sayılması. Bu iyi bir çalışma. Bunda da şöyle bir güzellik var. Örneğin tekstilde bir ürün ihraç ederken ürünü dışarıya gönderiyorsunuz ama inşaatta ürünü dışarıya satıp, Türkiye'de bırakıyorsunuz. Tekstilcinin ihracatına göre daha rantabl bir ürün. İhraç ettiğin ürün ülkende kalıyor ve karşılığında ülkeye döviz girdisi sağlanıyor. Müteahhite olan avantajı şu; hem KDV oranı düşecek hede Eximbank kredilerinden faydalanabilecek. Tabi ki bu teşviklerin daha önce yapılması gerekirdi, biz yağmur yağdıktan ve ıkladıktan sonra şemsiye açıyoruz.
"YABANCI YATIRIMCI SANAYİ GİBİ BÜYÜK ALANDA YATIRIM YAPMAK İSTİYOR"
Körfez ülkelerinden bize yakın duran Katar var. Katar ve Dubai gibi ülkelerin yerli oranı çok az ve refah düzeyi çok yüksek. Bu insanların buradan gelip daire alması çok önem arz etmiyor. Sanayi ve daha büyük yatırım yapmak istiyorlar. Bu tarz yatırımcıları buraya çekmemiz içinde ekonomik istikrar olması lazım.
MÜSİAD ve İstanbul Ticaret Odası olarak sektördeki daralmaları ve sıkıntıları gerekli mercilere iletiyoruz. Çözüm noktasında çalışma yapıyoruz. Sektörün içinde olduğumuz için bürokratlara göre bakış açımız daha farklı. Bürokrat masa başında kanun çıkarabiliyor ama fiiliyatta sahadan karşılığı olmadığını bilemeyebiliyor.
"MÜKTESEP HAK İLE GÜVEN VERMEMİZ GEREKİYOR"
Sektörün müktesep hak beklentisi var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bizde sıkıntı çıktıktan sonra önlem alıyoruz. Bu süreçte de bir sürü boşluk ve yeni sıkıntıları beraberinde getiriyor. Biz şu anda sektör olarak uğraşıyoruz. Şöyle bir sıkıntı var gelecekte başımızı ağrıtabilir diyoruz. Yabancı geliyor burada yatarım yapıyor. Müktesep hak dediğimiz bir durum var. Ruhsatını almış olmasına rağmen ruhsatını iptal ediyorlar. Güven vermesi lazım. Yatırımcının bir projeye başladığı zaman artık sonunun da geleceğini bilmesi lazım. Sürecin ortasında ne olacağını kestiremeyince sıkıntı oluyor.
"İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN ÇÖKMESİ DEMEK, HÜKUMETİN EKONOMİK AÇIDAN KISMEN ÇÖKMESİ DEMEK"
Hükumetten başka beklentileriniz var mı?
Hükumetimiz inşaat sektörüne çok ciddi desek verdi ve büyümeyi bu sektörle birlikte gerçekleştirdi. Sektörün çökmesi demek aslında hükumetin ekonomik açıdan kısmen çökmesi demek. Çünkü alt bileşenlerle, üst bileşenleri bir araya getirdiğimizde, inşaat iç piyasada ekonomide lokomotif görevi görüyor. Buda sektörün daralmaya gittiği süreçte KDV oranlarının değişmesi lazım. Ruhsat maliyelerinin düşmesi lazım. Türkiye'de konut stokunun erimesi lazım. Stokları erittiğimiz ve şuanda yaptığımız satış fiyatlarla yeni projelerde bu fiyatlara mal edeceğiz. Bu fiyatları bulamayacağız. İnşaat maliyetleri çok arttı.
"FAİZ ORANLARI DÜŞMEZSE ENFLASYONLA DİREK MÜCADELE EDİLMİŞ SAYILMAZ"
Enflasyonla mücadelede Fuzul Grup olarak bizde varız. Bu beraberinde banka krediler faiz oranlarının da düşmesini gerektiriyor. Bugün bir konut satılınca yüzde 300'e gelen faiz oranına tekabül ediyor. Faiz oranları düşmediği sürece enflasyonla direk bir mücadele etmiş sayılamazsınız. Yüzde 20 öz sermaye yüzde 80 krediyle dönen sektörüz. Borçlanmanın bütün yolları kapandı. Öz sermayesi olan sektöre devam edecek. İnşaat maliyetleri artınca rekabet edecek durumunda değiliz. Firma olarak 8-10 bölgede yatırımlarımız ve arsalarımız var. Proje geliştirmemiz gerekiyor 2019'un ilk çeyreğine kadar tüm yatırımlarımızı durdurmuş vaziyetteyiz. Bu ne demek işçi çalıştırmayacağız. 250'ye yakın alt tedarikçi ve onların da tedarikçileriyle 3-5 bin sektöre tekabül ediyor. Bu yatımları durduğumuz zaman yeni işçi alamayacağız ve daha da daralmaya giderek mevcut işçilerden de işten çıkarmak zorunda kalacağız. Bu işsizlik oranını da arttırmış olacak. Dolayısıyla öncelikle son dönemde girilen girdaptan çıkmak için sektöre destek verirken banka noktasında da destek vermesi gerekiyor. Müşteri geliyor bankaya yönlendiriyoruz, kabul ediyor bankaya gidince banka kredi vermiyor. Hükumetin bu konuda çok yakın zamanda el atması lazım. Aksi takdirde domino etkisi olur. Çözülme başlayınca bu bütün tabana yayılır Bugün bir müteahhit kepenk indirdiği zaman altıda 250 taşeronu etkileyecek.
Faiz oranlarının yanı sıra KDV oranlarında indirim oldu ama sürenin uzatılması gerekiyor. İmar barışının süresi uzatılması lazım.
"İMAR BARIŞI CEZAEVİNDEKİ MAHKUMLARA YAPILAN AF GİBİ"
İmar barışı ile ilgili ne söylemek istersiniz?
İmar barışı sıkıntılı bir süreç . İnsanlar bir yapıyı kaçak yaptırırken bunun bir gün yıkılabileceğini göz önünde bulundurur. Çarpık yapılaşma kaçak binalarla çok gelişti. Bu cezaevindeki af gibi. Burada her türlü suç işlemiş o da tahliye olacak. Biz firma olarak hiç bir zaman farklı bir yapı yapmadık. Yapanın da yanında kar kaldı ama İmar Barışı gerekli miydi gerekliydi. Kaçak yapıların kayıt altına alınması lazımdı.
RÖPORTAJ: ÇİĞDEM MEN