Türkiye inşaat sektörü, ekonomik dalgalanmalara ve yapısal sorunlara rağmen ülke ekonomisinde kritik bir konumda bulunuyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (Betam) tarafından hazırlanan ve GYODER’in katkılarıyla yayımlanan İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri Türkiye 2024 raporu, sektörün mevcut durumu, iş gücü dinamikleri, maliyet baskıları ve çözüm önerileri gibi konuları mercek altına alıyor.Rapora göre, inşaat sektörünün istikrarlı bir şekilde işlemesi için fiyat istikrarı büyük önem taşıyor. 2010-2017 döneminde inşaat sektörü önemli bir büyüme gösterirken, 2018-2019 yıllarında ekonomik kriz ve yüksek faizler nedeniyle ciddi bir daralma yaşadı. 2020 sonrasında pandemi etkileri ve 2023’te meydana gelen büyük depremler sektörü yeniden canlandırsa da, artan maliyetler ve iş gücü sorunları yeni zorlukları beraberinde getirdi.
• Kadın İş Gücünün Artırılması: Kadın işçilere yönelik teşvikler, mesleki eğitim programları ve çalışma ortamlarının kadın dostu hale getirilmesi gerekliliği vurgulanıyor.
• Kanun ve Yönetmeliklerin Sıkı Uygulanması: Yapı denetim firmalarının daha etkin denetlenmesi, inşaat sektöründe erken emeklilik imkanlarının gözden geçirilmesi öneriliyor.
• Modern Teknolojilerin Kullanımı: İnşaat sektöründe verimliliği artıracak yeni teknolojilere teşvikler sağlanması gerektiği belirtiliyor.Sonuç olarak, inşaat sektöründe yaşanan yapısal sorunlar, maliyet baskıları ve iş gücü krizi çözülmedikçe, sektörde istikrarlı bir büyüme sağlamak mümkün görünmüyor. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve fiyat istikrarının sağlanması, sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip.
İnşaatta İş Gücü Krizi ve Çalışma Koşulları
İnşaat sektörü, geçici iş yapısı, ağır çalışma şartları ve iş güvenliği riskleri nedeniyle çalışanlar için cazip olmaktan uzaklaşıyor. Sektörde çalışanların önemli bir kısmı yevmiyeli olup, gelir düzensizliği en büyük şikâyetler arasında yer alıyor. Araştırmaya göre, inşaat sektöründeki işçiler arasında iş memnuniyetsizliği oranı oldukça yüksek ve her üç yevmiyeli işçiden ikisi sektörden ayrılmayı düşünüyor.Raporda, işsizler arasında inşaat sektöründe çalışmak isteyenlerin bölgesel farklılıklar gösterdiği belirtiliyor. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde işsizlerin %50’si inşaat sektöründe çalışmayı düşünürken, sanayileşmiş Batı bölgelerinde bu oran dörtte bire düşüyor.Kadın İş Gücü ve Göçmen İşçiler
Kadın iş gücünün inşaat sektöründe neredeyse yok denecek kadar az olduğu vurgulanıyor. 2022 itibarıyla sektörde kadın istihdamı oranı %5 seviyesindeyken, bu oran Almanya ve Fransa’da %13-14’e kadar çıkıyor. Kadın iş gücünün artırılması için özel teşviklerin sağlanması gerektiği belirtilirken, kadın işçilere yönelik mesleki eğitimlerin yaygınlaştırılmasının önemi vurgulanıyor.Öte yandan, inşaat sektöründe göçmen işçilerin oranı da dikkat çekici bir seviyeye ulaşmış durumda. Özellikle Afganistan ve Suriye’den gelen işçiler düşük ücretlerle sektörde çalışmayı sürdürüyor. Ancak bu durum, yerel iş gücünün sektörden uzaklaşmasına da neden oluyor.Deprem ve Kentsel Dönüşümün Etkileri
6 Şubat 2023 depremleri, inşaat sektöründe iş gücü ve maliyet krizine yol açtı. Yıkılan ve ağır hasar gören 800 bin bağımsız bölümün yeniden inşası, sektörün önündeki en büyük zorluklardan biri olarak görülüyor. Bu süreçte müteahhitler iş gücü eksikliği ve artan maliyetler nedeniyle sıkıntılar yaşıyor.Kentsel dönüşüm projelerinin büyük oranda özel sektör eliyle yürütüldüğü ve özellikle arsa değeri düşük olan bölgelerde projelerin yeterince cazip olmadığı belirtiliyor. Bu durum, kentsel dönüşüm sürecinin beklenenden daha yavaş ilerlemesine neden oluyor.Maliyet Krizi ve Teknoloji Kullanımı
İnşaat maliyetlerindeki artışın en büyük nedenlerinden biri, temel malzemelerde (çimento, beton, demir vb.) yaşanan fiyat artışları ve işçilik maliyetlerindeki yükseliş. Depremler sonrası artan konut üretimi nedeniyle iş gücü talebinin patlama yaptığı, ayrıca Avrupa ve Orta Asya’daki projelerde çalışmaya giden Türk işçilerin yurtiçindeki iş gücü açığını büyüttüğü belirtiliyor.Sektörde maliyetleri azaltabilecek modern teknolojilerin kullanımı hâlâ sınırlı. “Off-site construction”(şantiye dışında prefabrik üretim) gibi yeni yöntemlerin iş gücü ihtiyacını azaltabileceği düşünülse de, yüksek maliyetler nedeniyle bu teknolojilerin kısa vadede yaygınlaşması beklenmiyor.Çözüm ÖnerileriRaporda, sektörün karşı karşıya olduğu sorunlara yönelik çözüm önerileri de yer alıyor: • Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi: İş güvenliği denetimlerinin sıkılaştırılması ve işçilerin düzenli gelir elde edebilecekleri modellerin geliştirilmesi öneriliyor.• Kadın İş Gücünün Artırılması: Kadın işçilere yönelik teşvikler, mesleki eğitim programları ve çalışma ortamlarının kadın dostu hale getirilmesi gerekliliği vurgulanıyor.
• Kanun ve Yönetmeliklerin Sıkı Uygulanması: Yapı denetim firmalarının daha etkin denetlenmesi, inşaat sektöründe erken emeklilik imkanlarının gözden geçirilmesi öneriliyor.
• Modern Teknolojilerin Kullanımı: İnşaat sektöründe verimliliği artıracak yeni teknolojilere teşvikler sağlanması gerektiği belirtiliyor.Sonuç olarak, inşaat sektöründe yaşanan yapısal sorunlar, maliyet baskıları ve iş gücü krizi çözülmedikçe, sektörde istikrarlı bir büyüme sağlamak mümkün görünmüyor. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve fiyat istikrarının sağlanması, sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip.