“Gayrimenkulde Liderler Zirvesi” bu yıl 12. kez gerçekleştirildi. Dap Yapı Group CEO’su Zafer Baysal’ın moderatörlüğünde gerçekleşen birinci panelde, sektörün önde gelen çatı kuruluşları GYODER Başkanı Neşecan Çekici, İNDER Başkanı Engin Keçeli, Gayrimenkul Hukuku Entitüsü (GHE) Başkanı Avukat Ali Yüksel, Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan, İTO Gayrimenkul Hizmetleri Komite Başkanı Hakan Akdoğan ve Quick Genel Sigorta Genel Başkanı Soner Tekbaş ‘Gayrimenkule Erişim Açısından Güncel Sorunlar ve STK’ların çözüm Önerileri’ konusunu masaya yatırıdı..
Zirve'de panelistler, sektöre ilişkin stratejik bir yol haritası sunarak, gelecekteki kalkınma süreçlerine ışık tuttu.
İşte Zirvede öne çıkan başlıklar....
“Konut Krizi Küresel Bir Sorun”
Zirvede ilk sözü alan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, küresel ölçekte konut krizinin büyüdüğünü ve çözüm için uzun vadeli stratejilere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Çekici, şu çarpıcı verileri paylaştı:
- Dünya Bankası verilerine göre, konut erişim zorluğu yaşayan insan sayısı 6 milyar. 2030’a kadar bu sayı 3 milyar insana ulaşacak.
- Her gün 96 bin yeni konut üretilmesi gerekiyor. Ancak mevcut üretim kapasitesi, bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak.
- Büyük şehirlerde konut fiyatları, hane halkı gelirinin çok üzerine çıkmış durumda. Türkiye’de ise pandemi, depremler, göç dalgaları ve Ukrayna-Rusya Savaşı gibi etkenler, krizi daha da derinleştirdi.
“Yeşil Dönüşüm Pazarlama Stratejisi Değil, Çıkış Yolu”
Neşecan Çekici, konut krizinin çözümünde yeşil dönüşümün kritik bir rol oynadığını belirtti. “Yeşil dönüşüm, bir pazarlama stratejisi değil, sürdürülebilir bir çıkış yolu olarak değerlendirilmelidir,” diyen Çekici, konut performansının kalite, enerji tasarrufu ve toplum direncine etkisiyle değerlendirildiğini ifade etti.
Konut Sahipliği Düşüyor, Kiracılık Artıyor
Çekici, Türkiye’de konut sahipliği oranının dramatik şekilde düştüğünü ve kiracılığın arttığını belirterek, bu durumun gelir gruplarına göre farklı stratejilerle ele alınması gerektiğini söyledi. Zirvede sunulan bazı öneriler şunlar oldu:
- Vergi Teşvikleri: Kentsel dönüşüm için kiralanan evlere yönelik vergi avantajlarının artırılması.
- Hukuki Süreçlerin Hızlandırılması: Kentsel dönüşüm projelerindeki bürokratik engellerin azaltılması.
- Kurumsallaşma: İnşaat sektöründeki firmaların mali yapılarının güçlendirilmesi ve kurumsal yapıya geçişlerinin teşvik edilmesi.
Modern Kiralama Modelleri Gündemde
Konuşmasında, modern kiralama stoklarının oluşturulmasının önemine değinen Çekici, bu sürecin genç nesillerin yeni konut trendlerine uyum sağlaması açısından da kritik olduğunu vurguladı. Ayrıca, solo yaşam oranlarının artması ve çekirdek aile yapısındaki değişimlerin yeni konut modelleri gerektirdiğine dikkat çekti.
“Disiplinler Arası Çözümler Şart”
Neşecan Çekici, sektörel sorunların bireysel yaklaşımlar yerine, kalkınma planlarına entegre edilmesi gerektiğini belirtti. Çekici, “Teşvik ve çözüm önerilerimizi yeniden şekillendirdik. Daha bütüncül bir yaklaşım benimseyerek dar gelirli, orta gelirli ve üst gelirli gruplara yönelik ayrı senaryolar oluşturduk,” dedi.
Somut Öneriler: Kamu-Özel İşbirliği ve Yeni Finansman Modelleri
Zirvede konuşulan diğer çözüm önerileri arasında şunlar öne çıktı:
- Arzın Artırılması: Hazine arazilerinin ödünç verilmesi, arsa mülkiyetinin kiralanması ve kooperatiflerin desteklenmesi.
- Finansal Çözümler: Uzun vadeli ipotek kredileri, gayrimenkule dayalı tahviller ve yatırım fonlarının devreye alınması.
- Konut ve İpotek Bankası: Türkiye’nin uzun vadeli kredi politikalarını yönetecek bir konut bankasına ihtiyaç duyduğu vurgulandı.
“Sürdürülebilir Çözümlerle Toplum Direnci Sağlanabilir”
Çekici, konut krizinin çözümünde ekonomik istikrarın yanı sıra, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun politikaların belirleyici olduğunu ifade etti. “Uzun vadeli ekonomik istikrar ve toplumsal direnç için kapsamlı, sürdürülebilir çözümler geliştirmek zorundayız,” diyerek sözlerini tamamladı.
İNDER Başkanı: "Tüketici Odaklı Konut Üretimine Öncelik Vermeliyiz"
İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli, Gayrimenkulde Liderler Zirvesinde yaptığı konuşmada, bu yılki mottolarının “Tüketici Odaklı Konut Üretimi” olduğunu vurguladı. Keçeli, sektörde fizibilite ve veri analizinin eksikliğine dikkat çekerek, tüketici ihtiyaçlarına dayalı üretimin önemine değindi.
"Türkiye, Sosyal Koruma Alanında Geri Sıralarda"
Keçeli, Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye'nin sosyal koruma alanında son sıralarda yer aldığını belirtti. Konut fiyatlarının ulaşılamaz seviyede olduğu dönemin ardından, fiyatların reel olarak düşmeye başladığını ifade etti. Ancak gelir azalması ve eşitsizliği, konut satışlarını olumsuz etkileyen ana faktörler olarak öne çıkıyor.
Z Kuşağı Konut Sahipliğini Hedeflemiyor
Keçeli, Z kuşağına dair önemli bir dönüşüm gözlemlediklerini aktardı:
“Genç nesil artık konut sahibi olmayı bir hedef olarak görmüyor. Dünya sorunlarına odaklanmayı tercih eden gençleri, ebeveynleri üzerinden ikna etmeye çalışıyoruz.”
"Konut Açığını Kapamak İçin Yeni Modeller Şart"
Keçeli, Türkiye'de yıllık 700 bin konut açığı bulunduğunu, buna karşın üretimin 500 bin seviyesinde kaldığını söyledi. Geleneksel yöntemlerle 24 ayda tamamlanan projeler yerine daha hızlı ve dayanıklı üretim modellerine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Alternatif olarak prefabrik yapılar ve fabrikasyon konutlar üzerinde çalışılabileceğini belirtti.
Eğitim ve Barınma İlişkisi
Keçeli, ailelerin yüksek eğitim harcamaları nedeniyle barınma ihtiyacını karşılamakta zorlandığını ifade etti:
“Devlet, eğitime ayrılan harcamaları minimize etmeli. İnsanlar birikimlerini barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçlara yönlendirebilmeli.”
Göç ve Şehirleşme Politikalarına Çağrı
Keçeli, büyük şehirlerdeki konut ihtiyacını azaltmak için göç politikalarının doğru planlanması gerektiğini belirtti. Emeklilerin köylerine dönmelerini teşvik etmek amacıyla maaş düzenlemelerinin yapılabileceğini önerdi:
“İstanbul gibi şehirlerde emekli oranı çok yüksek. Londra ve New York gibi şehirlerde bu oran %10 civarında. Türkiye'de de benzer modeller uygulanabilir.”
Konut Projelerinde Sosyal Konut Zorunluluğu
Keçeli, sosyal konut üretiminin her projede %10-15 oranında zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının (GYO), devlet alım garantisiyle uygun fiyatlı konut üretimine yönlendirilmesinin önemini vurguladı.
"Finansman Modelleri Çeşitlenmeli"
Son olarak, konut sektöründe finansman modellerinin çeşitlendirilmesi gerektiğine değinen Keçeli, Gayrimenkul Denetleme Kurulu gibi yapılarla sektörde düzen ve denetimin sağlanabileceğini belirtti:
“Belediyeler ve kamu, bilinçsiz göçü engelleyerek yerleşim yerlerini planlamalı. Finansman modelleri ile konut ihtiyacını daha planlı bir şekilde çözebiliriz.”
Kapsayıcı Çözümlerle Toplumsal Sorunlar Aşılabilir
Keçeli, gayrimenkul sektörünün sadece ekonomik değil, toplumsal bir çözüm mekanizması olduğunu vurgulayarak, tüm paydaşların iş birliği ile sürdürülebilir ve uzun vadeli stratejiler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
GHE Başkanı Yüksel’den Konut Politikalarına Yönelik Çarpıcı Tespitler
Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü (GHE) Başkanı Avukat Ali Yüksel, Türkiye’nin konut politikalarına dair kapsamlı bir değerlendirme yaparak çözüm önerilerini sıraladı. Yüksel, mevcut sorunların temelinde devlet politikalarının yetersiz kaldığını belirtti ve daha kalıcı, kapsayıcı yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konut Hakkı ve Devletin Rolü
Yüksel, konut hakkının temel bir insan hakkı olduğunu ve devletin bu konuda çözüm üretmekle yükümlü olduğunu belirtti. 1966 tarihli Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’ni hatırlatarak, Türkiye’nin de bu taahhütlere bağlı kalması gerektiğini söyledi. Ancak, 1982 Anayasası ile birlikte bu sorumluluğun mali kaynaklara bağlandığını ve yükümlülüklerin yumuşatıldığını ifade etti.
“Devlet, vatandaşlarına konut sağlama ve kredi imkânları sunma konusunda daha etkin politikalar geliştirmelidir. 1965’te çıkarılan Arsa Ofisi Kanunu’nda olduğu gibi, vatandaşların taksitle arsa edinme süreçlerini kolaylaştıran düzenlemeler yapılabilir,” diyen Yüksel, bu tür modellerin yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye’de Artan Kiracılık ve Konut Krizi
Yüksel, Türkiye’nin kentleşme oranının %85’e ulaştığını, ancak bu hızlı kentleşmenin konut erişim sorunlarını beraberinde getirdiğini belirtti. TÜİK verilerine göre, kiracılık oranı 2012’de yüzde 21 iken, 2023’te %28’e yükseldi.
“Bugün 869 bin kira davası açılmış durumda. Tahliye ve kira tespit davalarındaki artış, sorunun ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Eğer bu sorunlara kalıcı çözümler üretilmezse, toplumsal gerginliklerin artması kaçınılmaz,” dedi.
Kentsel Dönüşümde Yeni Modeller Gerekli
Kentsel dönüşümün, Türkiye’de konut üretimi için büyük bir fırsat sunduğunu ifade eden Yüksel, bu sürecin yalnızca müteahhitlerin inisiyatifinde yürütüldüğünü, devletin ise kaynak eksikliği nedeniyle yeterince katkı sağlayamadığını belirtti.
Her ilçede bir “TOKİ modeli” oluşturulması gerektiğini savunan Yüksel, kamu-özel ortaklığıyla daha geniş kapsamlı dönüşüm projelerinin hayata geçirilebileceğini söyledi. “Vatandaşların bireysel birikimlerini bir araya getirecek kooperatif sistemi gibi eski modelleri modernize ederek yeniden gündeme getirebiliriz,” dedi.
Konut Konseyi Önerisi
En dikkat çeken önerilerden biri, devletin konut politikalarını sistematik hale getirecek bir "Konut Konseyi" kurulması oldu. Yüksel, konseyin sivil toplum kuruluşları, sektör temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla oluşturulmasını ve uzun vadeli konut planlamalarını hayata geçirmeyi hedeflediğini belirtti.
“Konut sorunu, parça parça düzenlemelerle çözülemez. 5, 10, hatta 20 yıllık planlamaları kapsayacak yapısal bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu Konsey sayesinde, devlete daha güçlü bir yol haritası sunabiliriz,” dedi.
Kalıcı Çözümler İçin Sivil Toplumun Katkısı Şart
Yüksel, çözüm önerilerini şöyle özetledi:
- Sosyal Konut Tanımı: Devletin dezavantajlı kesimlere konut sağlama zorunluluğunu netleştiren düzenlemeler yapılmalı.
- Kentsel Dönüşüm: İlçe bazında kaynak yaratacak kamu-özel ortaklıkları teşvik edilmeli.
- Kooperatif Sistemi: Apartman bazında kooperatiflerin teşvik edilmesiyle bireysel dönüşüm sağlanabilir.
- Konut Konseyi: Tüm paydaşların bir araya geldiği, uzun vadeli politikaların geliştirildiği bir yapı oluşturulmalı.
Toplumsal Gerginlikleri Önlemenin Yolu Planlı Konut Politikalarından Geçiyor
Ali Yüksel’in açıklamaları, Türkiye’de konut erişimi ve kiracılık sorunlarının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal boyutlarının da olduğunu gözler önüne serdi. Yüksel, “Sorunları çözmek için kapsamlı politikalar ve güçlü bir sivil toplum katılımı şart. Aksi halde, gelecekte daha büyük krizler kapıda olabilir,” diyerek uyarıda bulundu.
GAPAS Başkanı İsmail Özcan: "Konut Erişilebilirliği İçin Yeni Modeller Geliştirilmeli"
![](https://www.baretdergisi.com/images/files/2024/11/674ac5fe1662b.jpg)
Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan, Türkiye’de konut erişilebilirliğinin önündeki engelleri rakamlarla açıkladı ve sektöre yönelik çözüm önerileri sundu. Özcan, ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümlere dikkat çekerek, sektörde yeni yaklaşımların gerekliliğini vurguladı.
"Aile Yapısı ve Gelir Durumu Değişiyor"
Özcan, ülkemizdeki çekirdek aile modeline geçişin konut ihtiyacını artırdığını ifade etti:
"Eskiden büyük aile yapısı hâkimdi; büyükanneler, büyükbabalar aynı evde yaşardı. Günümüzde bu yapı değişti. Aileler küçüldü, bireyler farklı şehirlere taşındı. Bu durum, konut ihtiyacını artırırken erişilebilirliği zorlaştırıyor."
Türkiye’nin kişi başına düşen gelirinin 12.500 dolara yükselmesine rağmen, gelir dağılımındaki eşitsizliklerin konut yatırımını zorlaştırdığını belirtti:
"Ücretli çalışanların %70’i asgari ücretin 1-1,5 katı gelir elde ediyor. Bu kesim, hem kira ödemek hem de konut yatırımı yapmak zorunda. Ancak mevcut gelir seviyeleriyle bu mümkün değil."
"85 Milyon Nüfusa 85 Bin Konut Yetersiz"
Türkiye’deki konut üretiminin yetersiz olduğunu vurgulayan Özcan, şu çarpıcı rakamları paylaştı:
"85 milyonluk bir ülkede sadece 85.000 kişi için konut üretiliyor. Bu durum geniş kitleler için ciddi bir sorun. Ayrıca 3 milyon TL’lik bir kredi kullanan bireyin aylık 12.000 TL faiz ödemesi gerekiyor. Gelir testiyle bu krediyi alabilmek neredeyse imkânsız."
Özcan, artan faiz oranları ve maliyetlerin beyaz yakalılar dahil birçok kesimde konut alımını imkânsız hale getirdiğini belirtti.
"Mülkiyet Anlayışı Değişiyor"
Özcan, genç nesillerin mülkiyet kavramına farklı yaklaştığını ifade etti:
"Yeni nesil, sahip olmaktan çok paylaşım ekonomisine yöneliyor. Araç paylaşımı, ofis paylaşımı gibi örnekler bu değişimin göstergesi. Gayrimenkul sektörünün, bu anlayışa uygun yeni modeller geliştirmesi gerekiyor."
"600 Bin Konut Açığı Kapasitesinin Yeniden Ele Alınması Şart"
Türkiye’de önümüzdeki üç yıl içinde 600.000 konut açığı oluşmasının beklendiğini belirten Özcan, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
- Desantralizasyon: Büyük şehirlerin yükünü azaltmak için iş alanlarını küçük yerleşimlere taşımak.
- Hızlı Üretim Yöntemleri: Daha az donatılı, ancak sağlam yapılar inşa etmek.
"Uzun Vadeli Kiralama ve Dijitalleşme Gündemde"
Özcan, İngiltere modeline benzer uzun vadeli kiralama sistemlerinin Türkiye’de uygulanabileceğini belirtti:
"Medeni Kanun’da düzenlemeler yapılarak arsa ve bina tapularının ayrı değerlendirilmesi sağlanabilir. Vatandaşlar bütçelerine göre arsayı kiralayıp binayı satın alabilir."
Dijitalleşmenin önemine dikkat çeken Özcan, kira sözleşmelerinin e-Devlet üzerinden yapılmasının önemli bir adım olduğunu ifade etti. Ayrıca, "Kira Sigortaları Kurumu" önerisiyle kiracı ve ev sahiplerinin haklarının güvence altına alınabileceğini belirtti.
"Boş Konutlar Kiraya Verilmeli"
Özcan, kiralama piyasasının önemine dikkat çekerek, boş konutların kiraya verilmesiyle arz sıkıntısının hafifletilebileceğini söyledi:
"Kira sigortaları ve dijital platformlar, ev sahiplerinin güvenlik endişelerini giderecek. Bu sistem, hem bireyler hem de sektör için kazanç sağlayacak."
"Konut Sorunu Sosyal Dönüşüm Gerektiriyor"
Özcan, gayrimenkul sektöründe sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Konut erişilebilirliği, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir dönüşümü gerektiriyor. Hukuki, finansal ve dijital altyapıların hızla düzenlenmesiyle bu sorunlar çözülebilir."
Gayrimenkul sektöründe değişim ve dönüşüm sürecinin hızlanması gerektiğine dikkat çeken Özcan, sektör paydaşlarının bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Gayrimenkul Sektöründe İlan Portalları Sorunu
![](https://www.baretdergisi.com/images/files/2024/11/674ac62aa87ba.jpeg)
Sahte İlanlar Mağduriyet Yaratıyor
İTO Gayrimenkul Hizmetleri Komite Başkanı Hakan Akdoğan, ilan portallarında sahte ve yanıltıcı ilanların giderek yaygınlaştığını belirtti. Vatandaşların güvenilir muhataplara ulaşamamasının büyük mağduriyetlere neden olduğunu vurgulayan Akdoğan, “Kiralık daire ya da uygun fiyatlı bir konut arayanlar ciddi zararlarla karşılaşabiliyor. Bu durum birikimlerin heba olmasına yol açıyor,” dedi.
Elektronik İlan Doğrulama Sistemi Geliştiriliyor
Bu sorunların çözümü adına elektronik ilan doğrulama sistemi devreye alınmış durumda. Akdoğan, “Mülk sahipleri yalnızca kendi mülklerini ilan edebiliyor ya da bir emlak işletmesiyle çalışıyorsa, yetki belgesiyle bunu gerçekleştirebiliyor,” diyerek sistemin detaylarını paylaştı. Ancak sistemin tam anlamıyla işler hale gelebilmesi için e-Devlet üzerinden yapılacak yetkilendirmenin yanı sıra, taşınmaz ticareti yönetmeliğine uygun yetkilendirme sözleşmesinin de yapılması gerektiğini vurguladı.
Krediye Erişim Zorlaşıyor
Bankaların Kredi Politikaları Şikâyet Ediliyor
Akdoğan, krediye erişim konusundaki zorlukların vatandaşların sıkça dile getirdiği bir sorun olduğunu ifade etti. Bankaların kredi vermemek için çeşitli bahaneler ürettiğini belirterek, yüksek faiz oranlarının da vatandaşları ev sahibi olmaktan uzaklaştırdığını söyledi.
Ortak Kredi Ürünleri Etkili Olmuyor
Kamu bankalarının çıkardığı ortak kredi ürünlerinin de yeterli olmadığını dile getiren Akdoğan, özellikle kentsel dönüşüm kapsamında ikinci bir ev almak isteyenlerin krediye ulaşamadığını belirtti. Bu durumun hem bireyleri hem de sektörü zor durumda bıraktığını ekledi.
Konut Yatırımı ve Yatırımcıların Kaybı
Cari Açık İlk Kez Gayrimenkul Sektörüne Yansıdı
Konutun bir yatırım aracı olup olmaması üzerine yapılan tartışmaların yatırımcıları küstürdüğünü belirten Akdoğan, “Elimizdeki kaynakları yurt dışına yönlendiriyoruz. Bu durum, gayrimenkul sektöründe ilk kez cari açık vermemize neden oldu,” dedi.
Eğitim ve Yasal Düzenleme İhtiyacı
Emlak Danışmanlarının Eğitimi Şart
Gayrimenkul sektöründe nitelikli iş gücüne olan ihtiyaca dikkat çeken Akdoğan, emlak danışmanlarının eğitim seviyesinin düşürülmesini eleştirdi. Akdoğan, “Gayrimenkul ve emlak yönetimi alanında eğitim almış bireylerin sektöre kazandırılması gerekiyor. Bu bağlamda meslek yasasının bir an önce çıkarılması elzemdir,” ifadelerini kullandı.
Kiralık Konut Sorunlarına Çözüm Önerileri
Sosyal Konut ve Uzun Süreli Kiralama Modelleri
Akdoğan, kiralık konut piyasasında yaşanan arz sıkıntısına çözüm olarak sosyal konut projelerini önerdi. Hollanda modelini örnek gösteren Akdoğan, devletin sosyal konut projeleriyle piyasayı normalleştirebileceğini söyledi. Ayrıca, uzun süreli kiralama sistemlerinin de hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Sektör Meclisi Kurulmalı
Sorunlar Yasal Zeminde Ele Alınmalı
Akdoğan, gayrimenkul sektöründeki sorunların sadece panellerde tartışılarak çözülemeyeceğini ifade ederek, bir “sektör meclisi” ya da benzer bir yapının oluşturulması gerektiğini vurguladı. “Bu kadar büyük sorunları çözmek için tüm paydaşların bir araya geldiği, kapsamlı bir yapı oluşturulmalıdır,” dedi.
Uzun Vadeli Çözüm ve Güçlü Sektör Vurgusu
Son olarak, İstanbul Ticaret Odası Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan, sektörde kalıcı çözümler için birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirtti. “Gayrimenkul sektörü, Türkiye’nin en büyük ekonomik lokomotiflerinden biri. Tüm paydaşların desteğiyle güçlü, nitelikli ve sürdürülebilir bir yapı oluşturabiliriz,” dedi.
Soner Tekbaş: Kentsel Dönüşüm ve Deprem Gerçeği Üzerine Kritik Uyarılar
Genel Sigorta Genel Başkanı Soner Tekbaş, Türkiye'nin deprem gerçeğine dair önemli tespitlerde bulundu.
Depremler, Kentsel Dönüşüm İhtiyacını Bir Kez Daha Gözler Önüne Serdi
Soner Tekbaş, ülkemizdeki deprem gerçeğinin, son yıllarda yaşanan felaketlerle bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığını belirtti. İzmir'deki 30 Ekim 2020 depremi ve 6 Şubat 2023’teki yıkıcı Kahramanmaraş merkezli depremler, kentsel dönüşümün ne kadar hayati bir mesele olduğunu hatırlattı. Tekbaş, ülke genelinde 6.7 milyon konutun dönüşmesi gerektiğine dikkat çekerek, yıllık 100.000 konut inşaatı ile bu dönüşümün tamamlanmasının 67 yıl süreceğini vurguladı.
İstanbul Depremine Karşı Hazırlıklı Olmalıyız
İstanbul’daki yüksek yapı stoğunun, zemin sorunları ve hızla artan inşaat projeleri ile risk oluşturduğuna işaret eden Tekbaş, İstanbul depremi konusunda uzmanların uyarılarına dikkat çekti. Şehirdeki 5 milyon konutun dönüşümünün aciliyet arz ettiğini belirten Tekbaş, bu sürecin bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi.
Müteahhit Sayısı Avantaj Mı, Tehdit Mi?
Türkiye'de 423.000 müteahhit bulunduğuna dikkat çeken Tekbaş, bu yüksek sayının hem avantaj hem de risk oluşturduğunu belirtti. Avrupa ile karşılaştırıldığında büyük bir fark bulunan bu sayı, konut dönüşümü için yeterli altyapının olduğunu gösterse de, sektördeki güvensizliğin aşılması gerektiğini vurguladı.
Bina Tamamlama Sigortası: Güvenli Gelecek İçin Çözüm
Tekbaş, sigorta sektörünün çözüm üretme misyonuna atıfta bulunarak, bina tamamlama sigortasının sektör için kritik bir çözüm sunduğunu belirtti. Sigorta, tamamlanmayan inşaat projelerinin mağduriyet yaratmaması için devreye giriyor ve proje tamamlanmadığında binanın bitirilmesini garantiliyor. İstanbul'daki 300.000 mağdurun yaşadığı durumu örnek göstererek, sigorta modelinin sektördeki güven krizini aşma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
Kentsel Dönüşüm İçin Yüksek Bütçe ve Finansman Sorunu
6.7 milyon konutun dönüşümü için 670 milyar dolarlık büyük bir bütçe gerektiğine dikkat çeken Tekbaş, dönüşümün ancak devlet destekleri ve güçlü finansman çözümleri ile mümkün olabileceğini belirtti. Bu sürecin hızlanması için yalnızca kentsel dönüşümde değil, eğitim, emeklilik maaşları gibi ekonomik alanda da çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bina Tamamlama Sigortasının Yaygınlaştırılması Şart
Bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılmasının önemine değinen Tekbaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu sigorta modeline yönelik düzenlemelerinin hızlanması gerektiğini söyledi. Özellikle projeden satışlarda bu sigortanın zorunlu hale getirilmesinin, hem müteahhitler hem de tüketiciler için güvenli bir ortam oluşturacağını ifade etti. Sigorta, müteahhitlerin maliyet avantajı sağlamasına yardımcı olacak ve projelerin hızla tamamlanmasına olanak tanıyacak.
Kampüs Üniversiteleri Modeline Geçilmesi Gerekiyor
Tekbaş, şehir merkezlerinde bulunan üniversitelerin yarattığı trafik ve barınma sorunlarına dikkat çekerek, İstanbul gibi büyükşehirlerde kampüs üniversiteleri modeline geçilmesi gerektiğini söyledi. Bu modelin, barınma ve ulaşım sorunlarını çözeceğini belirten Tekbaş, arazi probleminin değil, doğru planlamanın önemli olduğunu ifade etti.
Kaynak: Baretdergisi.com