Yerel seçimler sonrası koltuğa oturacak başkanları bekleyen en büyük sorunların başında kentlerin afetlere karşı dirençli hale getirilmesi ve dönüşümü geliyor. Kentsel dönüşüm sürecine ivme kazandırmak amacıyla hükümet, karar alma mekanizmasını hızlandıracak yasal düzenlemeleri ve dönüşüme katılmak isteyen hak sahipleri için düşük faizli kredi modellerini, hatta mağdur olacak kiracılara ödenecek kira bedellerini yeniden düzenlemiş olsa da kentsel dönüşüm istenilen performansa ulaşamadı.
Karmar AŞ İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş hükümetçe atılan tüm bu doğru adımlara rağmen, kaynak oluşturacak doğru bir modelleme yapılmadan kentsel dönüşümde istenilen hızda yol alınamayacağını söyledi. Emrullah Yedikardeş “Bu model düşük faizli kredi mantığının ötesinde bir modeldir ve doğru planlamayı gerektirir” dedi.
Riskli alanların ancak kaynak oluşturacak bir finansman modeli ile dönüştürülebileceğini belirten Yüksek Mimar ve gayrimenkul proje geliştiricisi Emrullah Yedikardeş, bunun yolunun da ucuz arsadan değil, ilçelerin alt ölçekte yeniden planlanmasından geçtiğini açıkladı. Emrullah Yedikardeş kentsel dönüşüme ilişkin finansman modeli önerisini şu sözlerle özetledi:
“Şehirlerde dönüştürülmesi istenen bölgeleri devlet marifetiyle riskli alan ilan edelim. İlçelerde alt bölgeler oluşturacak şekilde baştan tasarlayalım. Böylece halen çok büyük olan mahalleler yerine, daha yönetilebilir ve mahalle ölçeğinden küçük alt bölgeler oluşturalım. Mülkiyet sahipliği korunarak ortaya bir proje çıkartalım. Riskli alan ilan edilen yerlerdeki arsaları tek parça gibi düşünüp, yolları da bu işin içine katarak işlenebilir bir hamur haline getirelim. Bunu yaparken yapıları toplulaştıralım. Örneğin 5-6 apartman var, bunu tek bir blok haline getirelim. Yeşil alanlar oluşturarak şehri güzelleştirelim.
Gerekirse ilave nüfus artışı getirmeyecek şekilde kısmi imar artışı yapalım. İlçelerde alt merkezler planlayıp bu alt merkezlerde ticari birimler oluşturalım. Bu ticari birimler konut binalarının altında da olabilir. Söz konusu ticari birimleri TOKİ’ye devrederek kaynak oluşturalım. Hamurlaştırma metodu ile ticari imarlı yeni boş arsalar da oluşturulabilir ki bu arsalar da yine dönüşüme kaynak olarak kullanılmak üzere TOKİ’ye devredilebilir. Bu şekilde hem hak sahiplerine minimum maliyetle, belki de ellerini cebine bile sokmadan dönüşüm gerçekleştirme fırsatı oluştururuz, hem sağlıklı ve yeşil kentler ortaya çıkarırız, hem de mülkiyet sahiplerinin haklarını aynı ilçede koruyarak yerinde dönüşüm gerçekleştirmiş oluruz. Bu projeler belediyelerin iş birliğinde hükümetin öncülüğünde gerçekleştirilebilir.”
Kentsel dönüşüm ihtiyacının had safhada olduğu illerin başında İstanbul’un geldiğini hatırlatan Emrullah Yedikardeş, İstanbul’da 6 milyonu konut olmak üzere toplam 7.5 milyon bağımsız bölüm bulunduğunu, bunun 600 bininin süratle dönüştürülmesi gereken sınıfta yer aldığını açıkladı. Emrullah Yedikardeş “2012 yılından itibaren gerçekleştirilen 800 bin bağımsız bölümünü dönüşümü için 128 milyar liralık kaynak kullanıldığı gözönüne alındığında, önümüzdeki dönemde gereken finansman ihtiyacının ne boyutta olduğu hemen anlaşılmaktadır. Dolayısıyla aciliyet İstanbul’da. Finansman modelinin uygulanmasına da İstanbul’dan başlanması doğru olacaktır” diye konuştu.
Karmar AŞ İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş hükümetçe atılan tüm bu doğru adımlara rağmen, kaynak oluşturacak doğru bir modelleme yapılmadan kentsel dönüşümde istenilen hızda yol alınamayacağını söyledi. Emrullah Yedikardeş “Bu model düşük faizli kredi mantığının ötesinde bir modeldir ve doğru planlamayı gerektirir” dedi.
Riskli alanların ancak kaynak oluşturacak bir finansman modeli ile dönüştürülebileceğini belirten Yüksek Mimar ve gayrimenkul proje geliştiricisi Emrullah Yedikardeş, bunun yolunun da ucuz arsadan değil, ilçelerin alt ölçekte yeniden planlanmasından geçtiğini açıkladı. Emrullah Yedikardeş kentsel dönüşüme ilişkin finansman modeli önerisini şu sözlerle özetledi:
“Şehirlerde dönüştürülmesi istenen bölgeleri devlet marifetiyle riskli alan ilan edelim. İlçelerde alt bölgeler oluşturacak şekilde baştan tasarlayalım. Böylece halen çok büyük olan mahalleler yerine, daha yönetilebilir ve mahalle ölçeğinden küçük alt bölgeler oluşturalım. Mülkiyet sahipliği korunarak ortaya bir proje çıkartalım. Riskli alan ilan edilen yerlerdeki arsaları tek parça gibi düşünüp, yolları da bu işin içine katarak işlenebilir bir hamur haline getirelim. Bunu yaparken yapıları toplulaştıralım. Örneğin 5-6 apartman var, bunu tek bir blok haline getirelim. Yeşil alanlar oluşturarak şehri güzelleştirelim.
“Hak sahibine minimum maliyetle sorun çözülebilir”
Gerekirse ilave nüfus artışı getirmeyecek şekilde kısmi imar artışı yapalım. İlçelerde alt merkezler planlayıp bu alt merkezlerde ticari birimler oluşturalım. Bu ticari birimler konut binalarının altında da olabilir. Söz konusu ticari birimleri TOKİ’ye devrederek kaynak oluşturalım. Hamurlaştırma metodu ile ticari imarlı yeni boş arsalar da oluşturulabilir ki bu arsalar da yine dönüşüme kaynak olarak kullanılmak üzere TOKİ’ye devredilebilir. Bu şekilde hem hak sahiplerine minimum maliyetle, belki de ellerini cebine bile sokmadan dönüşüm gerçekleştirme fırsatı oluştururuz, hem sağlıklı ve yeşil kentler ortaya çıkarırız, hem de mülkiyet sahiplerinin haklarını aynı ilçede koruyarak yerinde dönüşüm gerçekleştirmiş oluruz. Bu projeler belediyelerin iş birliğinde hükümetin öncülüğünde gerçekleştirilebilir.”
“Aciliyet İstanbul’da, modele İstanbul’dan başlanmalı”
Kentsel dönüşüm ihtiyacının had safhada olduğu illerin başında İstanbul’un geldiğini hatırlatan Emrullah Yedikardeş, İstanbul’da 6 milyonu konut olmak üzere toplam 7.5 milyon bağımsız bölüm bulunduğunu, bunun 600 bininin süratle dönüştürülmesi gereken sınıfta yer aldığını açıkladı. Emrullah Yedikardeş “2012 yılından itibaren gerçekleştirilen 800 bin bağımsız bölümünü dönüşümü için 128 milyar liralık kaynak kullanıldığı gözönüne alındığında, önümüzdeki dönemde gereken finansman ihtiyacının ne boyutta olduğu hemen anlaşılmaktadır. Dolayısıyla aciliyet İstanbul’da. Finansman modelinin uygulanmasına da İstanbul’dan başlanması doğru olacaktır” diye konuştu.