12. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi, sektörün geleceğini şekillendirecek önemli konuları masaya yatırdı. Zirvenin ilk oturumunda, "Gayrimenkule Erişimde Üretilen Alternatif Çözümler ve Yaklaşımlar" ele alındı. Prof. Dr. Ali Hepşen’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Birlikte Arsa Genel Müdürü Sinem Yedikardaşlar, Makro Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Ayşe Evcin ve Siltaş Yapı Genel Koordinatörü Fisun Kapki sunumlarıyla sektöre dair çarpıcı bilgiler paylaştı.
Geleneksel apartman daireleri ve müstakil evlere ek olarak mobil evler, karavanlar ve teknelerde yaşam gibi farklı modellerin de ilgi görmeye başladığını belirtti. Ancak bu yeni modellerin istatistiklere yansımadığını çünkü hala çok az sayıda tercih edildiklerini ifade etti.
Demografik yapıya da dikkat çeken Yedikardaşlar, 65 yaş üstü nüfusun önümüzdeki 25 yıl içinde bugünkü 9 milyondan 22 milyona yükseleceğini, huzurevi kapasitesinin ise bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu söyledi. Yedikardaşlar, "Bugün 65 yaş üstü nüfusun sadece %0,5’i huzurevlerinde yaşıyor. Bu oran, Avrupa’da %5 seviyelerinde. Türkiye’de öğrenci barınması da büyük bir sorun. 3 milyon üniversite öğrencisinin yalnızca 300 bini yurtlarda kalabiliyor. Geri kalan 1 milyon öğrenci barınma problemi yaşıyor" dedi.
Kapki ayrıca, "Ödedikçe Değiştir, Değiştirdikçe Geliştir" adıyla geliştirdikleri sistemden de bahsetti. Bu sistemle müşterilere satın aldıkları konutu daha büyük bir daireyle değiştirme imkânı sunduklarını ifade etti.Siltaş Yapı’nın 13 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Kapki, bugüne kadar 25 binden fazla daire ürettiklerini ve 2025’te başlayacakları 5 yeni projede toplamda 1000 daire yapacaklarını söyledi.
Sonuç olarak, Türkiye’nin barınma sorununu çözmek için kamu, özel sektör ve sivil toplumun iş birliğiyle sürdürülebilir projeler geliştirilmesi gerektiği bir kez daha ortaya kondu. Barınma, yalnızca bir çatı sağlamaktan öte, yaşam kalitesini artıran, sürdürülebilir ve sosyal olarak entegre çözümler sunmayı gerektiriyor.
Konut İhtiyacı ve Yenilikçi Barınma Modelleri
Birlikte Arsa Genel Müdürü Sinem Yedikardaşlar, konutun sadece bir barınma alanı olmadığını, yaşam kalitesini artıracak çözümler sunulması gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin konut ihtiyacı yılda 750-800 bin civarında. Ancak bazı yıllar bu rakam 1 milyona çıkarken, bazı yıllar 300-400 bine kadar düşüyor. Son depremle birlikte ek 650 bin konuta ihtiyaç doğdu” diyen Yedikardaşlar, konut üretimindeki dalgalanmaların sektörü etkilediğini söyledi.Geleneksel apartman daireleri ve müstakil evlere ek olarak mobil evler, karavanlar ve teknelerde yaşam gibi farklı modellerin de ilgi görmeye başladığını belirtti. Ancak bu yeni modellerin istatistiklere yansımadığını çünkü hala çok az sayıda tercih edildiklerini ifade etti.
Demografik yapıya da dikkat çeken Yedikardaşlar, 65 yaş üstü nüfusun önümüzdeki 25 yıl içinde bugünkü 9 milyondan 22 milyona yükseleceğini, huzurevi kapasitesinin ise bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu söyledi. Yedikardaşlar, "Bugün 65 yaş üstü nüfusun sadece %0,5’i huzurevlerinde yaşıyor. Bu oran, Avrupa’da %5 seviyelerinde. Türkiye’de öğrenci barınması da büyük bir sorun. 3 milyon üniversite öğrencisinin yalnızca 300 bini yurtlarda kalabiliyor. Geri kalan 1 milyon öğrenci barınma problemi yaşıyor" dedi.
Kadınların İnşaat Sektöründeki Rolü Artmalı
Makro Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Ayşe Evcin, inşaat sektörünün erkek egemen bir alan olduğunu ancak kadınların sektörde daha aktif yer alması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de kadın çalışan oranının %3 olduğunu belirten Evcin, Avrupa’da bu oranın %10 seviyelerine ulaştığını vurguladı.Evcin ayrıca, proje bazlı finansman modellerinin ve finansal okuryazarlığın önemine dikkat çekti. Tasarruf finansmanı gibi yenilikçi çözümlerle faiz yükünden kurtulmak isteyenlere alternatif sunulması gerektiğini ifade eden Evcin, "Konut sahibi olmayı ulaşılamaz bir hedef olarak gören gençleri sektöre dahil etmek için parçalı mülkiyet gibi modeller geliştirilebilir. Örneğin, gençler bir gayrimenkulün önce bir kısmına sahip olup zamanla paylarını artırabilir" dedi.Evcin, Türkiye’de konutların küçülmeye başladığını ve bunun toplumsal yapıyı etkilediğini de dile getirdi: “2021’de 119 metrekare olan ortalama konut büyüklüğü, 2023’te 106 metrekareye düştü. Bu küçülmenin sürdürülebilir olması gerekiyor çünkü daha da küçülen konutlar bireysel yaşam kültürünü yaygınlaştırabilir ve toplumsal değerlerimizi etkileyebilir.”Kentsel Dönüşümde Doğru Planlama ve Ezber Bozan Çözümler
Siltaş Yapı Genel Koordinatörü Fisun Kapki, gayrimenkul sektörünün sürdürülebilirliğinin sadece sektörün değil, toplumun tamamının meselesi olduğunu söyledi. “Bir inşaat yapıldığında 600 farklı ürün gamı kullanılıyor. Bu, sektördeki iş hacminin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor” diyen Kapki, sektörün ülkenin lokomotiflerinden biri olduğunu belirtti.Depremin sektördeki en büyük öncelik olduğunu ifade eden Kapki, kentsel dönüşüm projelerinde doğru lokasyonların seçilmesi gerektiğini vurguladı. "Dağın tepesinde, ulaşımı olmayan yerlere proje yapmıyoruz. Bu nedenle satışta sıkıntı yaşamıyoruz. Ayrıca müşterilerimize bütçelerine uygun alternatifler sunuyoruz. Takas sistemiyle müşterilerin arabası, evi ya da arsasını değerlendirerek ödeme planı oluşturuyoruz" dedi.Kapki ayrıca, "Ödedikçe Değiştir, Değiştirdikçe Geliştir" adıyla geliştirdikleri sistemden de bahsetti. Bu sistemle müşterilere satın aldıkları konutu daha büyük bir daireyle değiştirme imkânı sunduklarını ifade etti.Siltaş Yapı’nın 13 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Kapki, bugüne kadar 25 binden fazla daire ürettiklerini ve 2025’te başlayacakları 5 yeni projede toplamda 1000 daire yapacaklarını söyledi.
Toplumsal ve Finansal Modeller Şart
Panelde, gayrimenkul sektörünün sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğu vurgulandı. Katılımcılar, yenilikçi finansal modellerin yanı sıra demografik değişimlere uygun çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti.Sonuç olarak, Türkiye’nin barınma sorununu çözmek için kamu, özel sektör ve sivil toplumun iş birliğiyle sürdürülebilir projeler geliştirilmesi gerektiği bir kez daha ortaya kondu. Barınma, yalnızca bir çatı sağlamaktan öte, yaşam kalitesini artıran, sürdürülebilir ve sosyal olarak entegre çözümler sunmayı gerektiriyor.