Bir süredir konut sektörünün geleceğine dair yaptığımız ve bazen de karamsar bulunan yorumlarımızı destekleyen rakamlar açıklanmaya başladı. İlki yapı ruhsat rakamları, diğeri ise konut satış rakamlarının alt kırılımları…
Önce özetle ne demiştik hatırlayalım…
Beton, çimento, demir, yakıt, enerji gibi temel girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar sadece enflasyonu körüklemekle kalmıyor, konut satış rakamlarına da etki ediyor. İnşaat maliyetleri dönemsel yükselmiyor, uzun zamandır sürekli bir artış içinde. Dönemsel yükselişleri öngörmek mümkün belki ama sürekli artış, devam eden inşaatlar için handikap. Bu durumda özellikle ucuz konuta erişim neredeyse imkansız. Müteahhitler açısından üretim sürecinde sürekli artan maliyetleri karşılama zorluğu, üretimin durmasına neden oluyor. İnşaat sektörü konut üretemeyince, fahiş kira artışının hızını kesmeye yönelik girişimler de sonuç vermiyor. Çünkü tamamlanmış evler, bugün her zamankinden daha değerli.
Konut üretimi daha da düşecek
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından son açıklanan verilere göre, yılın ikinci çeyreğinde önceki yılın aynı çeyreğine göre, belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 22,7, daire sayısı yüzde 28,9 ve yüzölçümü yüzde 30,9 azaldı. Rakamlar, konut üretimi düşüyor, daha da düşecek diyor. Çünkü yapı ruhsatı alanların da bu şartlarda üretime başlayacağının garantisi yok. Belki de çekmecede bekleyecek ruhsatlardan bahsediyoruzdur…
Peki ya satışlar?
Konut satışları Temmuz ayında artış göstermiş bulunuyor. Bu kısmen sektöre moral vermiş gibi. Temmuz ayındaki rakamlar bu yılın en yüksek seviyesine ulaşmış. Ülke genelinde konut satış sayısı, temmuzda, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16 artarak 127 bin 88 oldu. Ancak yılın kalan kısmı için bu rakamlar yeterli olmayacaktır. Genel tahminler 2024 yılını satışlarda 10 yılın en kötü rakamları ile tamamlayacağız. 2015 yılının tamamında 1.2 milyon konut satıldığı düşünülecek olursa, yılın yedi ayında ancak 672 bin konutu satabilmişiz. 5 ayda bir bu kadar daha satış yapabilsek bile -ki sanmıyorum, 2015 yılını ancak yakalarız.
Çünkü aslında piyasadaki durgunluk devam ediyor. Kredi faizleri yüksek, konuta erişim sınırlı, konut üretiminde de azalma var. Bu tabloyu olumluya dönüştürecek şimdilik ışık yok.
Kredili satışlardaki zayıflık bunu doğruluyor. Sıfır konutların satıştaki payı yüzde 32’nin altına gerilemiş. Bunun da sadece yüzde 9.4’ü banka kredili satış.
Butik proje dönemi başlıyor
Peki bu kadar rakamı analiz eden müteahhitler şu an ne düşünüyor? Elbette konut üretiminin cesaret gerektirdiğini. Çünkü üreteceğimiz konuta kredi yok, olan krediler de kullanılabilecek oranlarda ve limitlerde değim. Ama üretmeden olmaz, işimiz bu. Öyle ise riski azaltmak lazım. Yani, büyük proje yerine butik projeler üretmek lazım. Büyük projeyi satmak zor. Hem sayı hem fiyat açısından risk var. Bu nedenle önümüzdeki dönem böyle giderse butik projelerin dönemi olacaktır.